29 Aralık 2012 Cumartesi

Upside Down / Paralel Evrenler 2012



Siz de benim gibi "Upside Down" ile "Paralel Evrenler" ne alaka lan! dediniz mi bilmem ama biri bizim çevirmenlere bir ses versin... Tamam emek ben de azıcık da olsa bu işin içindeyim ve neyin nasıl, hangi şartlarda yapıldığını bilmeden sadece eleştirenlere çok kızarım ama cidden bu ne ya...



Gene işin istatistiğine girmeden edemiycem...
film; imdb 6.3/10
sinemalar.com 8.5
benden de 7/10 aldı...(sırf görüntülerin ve mekanların muhteşemliği için...)

Ağırlıklı ortalama = 7.2 /10  eder yani izlemeye değer bir rakam... :D




Film dram, romantik-komedi ve fantastik özellikleri bol bol taşısa da inceden inceye bir gönderme de yapıyor...
Üsttekiler hep kazanır, en iyi şartlar onlardadır ve son sözü hep onlar söyler, alttakiler ise kaybetmeye, acınası hayatlar sürmeye bu konuda tek kelime dahi edememeye mahkumlardır...
Klasik dünya düzeni yani...





Adından da anlayacağınız gibi aşağıdakiler ve yukarıdakiler arasında geçen bir film...Ama gerçek anlamda bir kesim tabandayken diğer kesim ise tavanda...!



Şöyle özetleyeyim; iki yerçekimi olan birbirine çok takın iki gezegen var...İkisinde de yaşayan ve üzerinde bulundukları gezegenin yer çekimine tabi olan insanlar...




Şu söz çok hoşuma gitmişti; "bizim dünyamızda yukarı düşmek ve aşağı tırmanmak mümkün"
düşüncesi bile aslında çok hoş...

Ama tabi işin bir de kötü kısmı var...




Yani bir evrenden diğerini insanların geçmesi mümkün ama nesnelerin geçmesi mümkün değil, daha doğrusu mümkün olmasına mümkün ama uzun süreli olmuyor...
Bir gezegenden diğerine geçen bir nesne bir düre sonra ısınmaya başlayıp ardından yanıyor yada patlayarak yok oluyor...


Filmin konusuna gelecek olursak; Adam alt dünyada yaşayan, annesi ve babasını kaybetmiş ve yetimhanede büyüyen bir çocuktur...Tek yakını ise dağın eteklerindeki bir kulubede tek başına yaşayan teyzesidir...Ama Adam'ın teyzesi ile bir sırrı vardır....Pembe arı balından yaptıkları pankekler...bu pankekleri özel yapan uçabilmeleridir...Pembe arılar iki dünyada da var olan ve doğal olarak da her iki dünyanın da polenlerinden bal yapabilen bir arı türüdür ve çok küçük bir bölgede bulunurlar...Bu arıların sırrını bilen çok az insan vardır...






Adam'ın bir tutkusu da üst dünyadır...Sürekli en zirvelere çıkıp üst dünyaya dair şeyleri görmek, hissetmek ister...


Gene bir gün bu baldan toplamaya giden Adam, yukarıdan kendi yaşlarında bir kızla tanışır, Eden. ve aralarında bir dostluk gelişir...Bu dostluk yaşlarının büyümesiyle sevgiye dönüşür ve iki aşık yerçekimlerine karşı yöntemler geliştirirler ( Türk usulü) ve buluşmalarında yan yana olmayı başarırlar...

ki bu konuda söyleyebilirim ki oyuncu seçimleri çok iyi olmuş... ^^






Ama her şey tabiki de bu kadar güllük gülüstanlık gitmez...Ve gelişen bası olaylar sonrasında Eden hafızasını kaybeder, Adam ise cezalandırılır...


Ama aşk kural tanımaz derler ye Adam bir şekilde yukarı ile irtibata geçmeyi başarmıştır...kendine karma (alt tabaka ile üst tabakanın birlikte çalıştığı) bir iş bulmuştur...Daha da önemlisi Adam kendi çabalarıyla bir bilim adamı olmuştur ve keşfi  her şeyi değiştirecek niteliktedir...




Bu kadar özet yeter...Bence bu filmi izleyin derim...Yönetmeni ve senaristi pek isimleri duyulmuş kişiler değiller ama konu çok orjinal geldi...gayet de basit bir anlatım tekniği izlemişler...
Ama her şeyden önemlisi keşke bu filmi sinemalarda 3D izleyebilmek olurdu...Çok ama çok güzel manzaralar mevcut...Şahane atmosferler tasarlanmış... *.*



















25 Aralık 2012 Salı

Sunny / Sseo ni (2011)


Aslında başlığı "it's always sunny" diye açasım vardı ama neyse arama kriterlerini daraltmayalım durduk yere... :D




"Speedy Scandal" ın yönetmeni Kang Hyeong-cheol'in yeni projesi. Filmde eğlenceli olaylar lise arkadaşlarını arayan kadın ile gelişir.

Diye kısaca ama cidden çok kısaca bahsetmiş bir sinema sitesi...

Son zamanlarda izlediğim en güzel film olan Sunny için  birazcık haksızlık yapılmış gibime geldi...
Zira bu film tek cümleyle anlatılacak gibi değil...

film; imdb de 7.5/10
sinemalar.com da 7.7/10 almış
benden ise 9/10 aldı...
yani istatistiksel olarak kabaca hesaplarsak;
(ağırlıklı ortalama)

[ (7.5) . 25 + (7.7) . 25 + 9.50 ] / 100 =  8.3 
10 üzerinden 8.3 lük bir filmdi yani o kadar iyiydi... : DD
Tamam tamam öğrenci modundan çıkıyorum ve filme geri dönüyorum...




"Size küçük bir soru; ilk resimde 7 kişi olmalarına rağmen ikinci resimde 7.kişi özellikle gösterilmemiş, ki bunu siz de fark etmişsinizdir... Ne olmuş olabilir ki bu 7. kız gösterilmemiş..."
Diyerek iyice meraklanmanızı sağlamışımdır inşallah.... : P


 Sevgili Hülya ablacım (hly ylmz ) tarafından tavsiye edilmişti bu film ve buradan ona teşekkür ediyorum...
Yoksa bu filmi izlemek sittin sene aklıma gelmezdi...

Filmin fragmanıyla başlayalım madem;



7 kişilik liseli bir kız grubunun hikayesi aslında Sunny, zaten filmin adı da aynı zamanda bu kız grubunun adı...
Kendilerine bir isim bulamadıklarından o dönem pek bir popüler olan radyo programı aracılığıyla Dj'den kendilerine bir isim bulmalarını isterler ve adları o günden sonra Sunny olarak anılır...
Film 20-25 sene kadar öncesini anlattığından giysiler, müzikler, konuşmalar hep o döneme ait...
Hani bizde malum dönemde sağ-sol kavgaları vardı ya onlarda da bir dönem olaylı geçmiş anlaşılan ki filmde bol sayıda asker var...Özellikle geceleri...Ama bizim o askerlerle girilen küçük ve çok komik bir dövüş sahnesinden başka işimiz yok...




Kısaca özetleyecek olursam; İm Na Mi'nin ailesi küçük bir kasabadan Seule taşınır, doğal olarak kızcağız da yeni bir liseye başlar, malum alışma dönemi işte...Aksanı başta olmak üzere giyimi ve tavrı çok yadırgansa da kendine arkadaş edinmekte zorlanmaz...Hatta bu konuda o kadar iyidir ki kendini bir anda 6 kişilik bir grubun 7. üyesi olarak bulur...Ki 7. üye olmasını da babaannesinin aklınıza gelmeyecek küfürlerine borçludur... ;))
Neyse işte kızlar gezerler, diğer kaçık gruplarla bol bol kavga ederler aşık olurlar falan...
Ama aslında dizinin özü bundan biraz daha farklıdır...





 Dizi günümüzde başlayıp flashback'lerle devam ediyor...Yani yukarıda bahsettiğim kızımız Nami'nin geçmişe dair hatırladıklarıdır...Nami annesini hastanede ziyaret ederken aynı hastanede yatan, uzun zamandır görmediği grubun eski liderinin kanser hastası olduğunu ve iki ay ömrünün kaldığını öğrenir...Onu bu halde görmek yüreğini parçalar ve ona istediği bir şey olup olmadığını sorar, o da tahmin ettiğiniz gibi grup üyelerini son bir kez görmek ister...Ardından da Nami tek tek üyeleri bulur, tabi bu iş o kadar kolay değildir çünkü bakması gereken bir ailesi vardır ve bir dedektiften yardım alır...
Bir zamanlar tozu dumana katan, birlikte her şeyi yapabilen bu bir avuç çılgın kızdan geriye gerçekleştirilememiş hayaller ve yıkık hayatlar kalır...
Benden bu kadar, bundan sonrasını da bir zahmet seyredin...Yoksa ben diziye dair tüm kırılma noktalarını anlatacağım....





Spoilere girmeden olayı anlatmakta zorlanıyorum aslında, o yüzden siz daha fazla oyalanmadan filmi izleyin...
Çünkü buradan sonrası spoiler içeriyor...



Söylemeden edemeyeceğim ilk konu bu grup lideri olan kız bana Dream High 2 de hiç ama hiç hoş görünmemişti ama burada kıza ilk gördüğüm anda vuruldum resmen...Kıza zorbalık ederlerken kapıda dikilip ağırlığını koyduğunda çok havalıydı....Film boyunca yaptığı dövüşlerde de öyle...Ki yaşlı ve hasta halinde bile farklı oyuncular olmasına rağmen aynı hava seziliyordu...


Nami ise cidden çok şirindi ya...Hele o dans edemeyen halleri tam kopmalıktı...Geç nami de yaşlı nami de çok güzeldi cidden...Ama özellikle şeker krizi tutup da, babaannesini taklit ederken ki halini sardırıp sardırıp izledim...




Ağız dolusu küfür eden, hatta öyle ki küfürsüz konuşamayan o kız gitmiş yerine başka bir insan gelmiş...Ki gruplar arası kavgalarda küfürlü laf dalaşlarında devreye o giriyordu yani, o derece...Ama özü hala aynı, yani dışı seni içi bizi yakan cinsten...






Bir ara bu kızın Song Hye Kyo olduğuna yemin edebilirdim... o.O



Güzel yüz diye çağrılan, dergilere kapak olan ve lisedeyken bile fanları bulunan bu kızın ise böyle durduğuna bakmayın siz...O ne anasının gözü o, bir ara o balici kızı gerçekten öldürecek sanmıştım...
Sinirlendiğinde önünde "büyüğümsün" diye eğilesim geldi...




Elinde her daim sopası olan ve kavga sırasında etrafındaki her şeyle girişen bu kızımız ve mutlaka kore güzeli seçileceğine inanan, etrafta süslü püslü gezen, bir diğeri için ise ileride olaylar çok feci bir hal alacak...Nasıl desem, "neydim, ne oldum" dediğimde az çok kafanızda bir şeyler canlanmıştır...



Hani her grubun bir de rakibi vardır ya bu tarz filmlerde burada bir rakip bir grup var ama ne grup...Lider en ufak bir tırsmalık durumda kaşla göz arasında 10 adım kaçmış bulunuyor... Mangalardaki gibi aynı, bir saniye içince varken yok oluyor... :D















Ve hüzünlü ama çok güzel bir final... ^^


Bir de filmi izlediğimden beri sürekli bu parçayı dinler oldum...